- yılankavi
- змееви́дный, спира́льный, винтово́й; зигзагообра́зный, изви́листый
yılankavi merdiven — винтова́я ле́стница
yılankavi bir yol — изви́листая доро́га, серпанти́н
Türkçe-rusça sözlük. 2013.
yılankavi merdiven — винтова́я ле́стница
yılankavi bir yol — изви́листая доро́га, серпанти́н
Türkçe-rusça sözlük. 2013.
yılankavi — sf. Dolambaçlı, dolanarak giden Şam ın yılankavi sokakları o kadar birbirine benzer. R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük
helezon — is., Ar. ḥalezūn Kıvrımlı, yılankavi biçim, helis Bir toz kasırgası yerden yelpaze biçimi havalandı, iç içe bir sürü helezonlar çizerek yükseldi. B. R. Eyuboğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
kağnı arabası — is. Kağnı Şimdi önümüzde bir kağnı arabasının yılankavi çizgileri uzanıyor. Y. K. Karaosmanoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
taraklamak — i 1) Bağ, bahçe toprağının yüzünü tarakla düzeltmek 2) Gereksiz maddelerden ayıklamak amacıyla araç geçirmek, taramak 3) Yılankavi çizgilerle boyamak 4) Tarar gibi yapmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
yılan — is., hay. b. 1) Sürüngenlerden, ayaksız, ince ve uzun olanların genel adı, yerdegezen Ok yılanı. Su yılanı. Çıngıraklı yılan. Gözlüklü yılan. 2) sf., mec. Sinsi ve hain Gözlerinde ancak annemin bildiği bir yılan ışıltısıyla gülüyor. Y. Z. Ortaç… … Çağatay Osmanlı Sözlük
helezon — (A.) [ نوﺰﻠﺣ ] 1. sümüklüböcek. 2. yılankavî … Osmanli Türkçesİ sözlüğü